Ümit Aslan: “Şahmeran” Serisi
Sizce sanat nedir? Niçin resim yapıyorsunuz?
Klasik sanat tanımı dışında, sanatı özellikle resim yapmayı bir yaşam biçimi olarak görüyorum. Figüratif çözümlemeler ve mitolojik öğeleri sanatsal bir sorun olarak görüyorum ve bu sorunsalı çözmek için resim yapmaktayım.
Sizi resim yapmaya iten duygu-düşünce ne oldu? İlk ne zaman fark ettiniz böyle bir eğiliminizin olduğunu?
Daha ilkokuldayken sayısal derslerimde başarılı olamadığımı fark ettim. Sözel derslerim iyi olsa da kendimi ifade etmekte zorlanıyordum. Bu durum, beni başka ifade yolu arayışına yönlendirdi. Resimle kendimi daha iyi ifade edebildiğimi görünce resimle bir yaşam şekli oluşturmaya karar verdim. Sonraki süreçte malzeme sıkıntısı kısıtladı beni. Lise bitince üniversitede özel yetenek sınavına girdim, dereceyle kazandım. Sanatın derin etkisi ile çizdiğim yaşam, mitoloji ve memleketimden insan portreleri ile devam ediyor.
Geçtiğimiz yaz (2021) Bodrum’daki bir sergiye Şahmeran temalı yağlıboyalarınızla katıldınız. Şahmeran temasını neden seçtiniz? Sizi bu temaya iten ne oldu? Şahmeran efsanesinde bugünle ilişkili ne buldunuz?
Ağustos 2021 de Bodrum Heredot Kültür Merkezi’nde üç şahmeran, üç portre ile sanat festivaline katıldım. Özellikle şahmeran çalışmalarımla katılma nedenim, ülkenin birçok yerinde farklı renk ve yorumlarla, cam altı tekniği ile çalışılan Şahmeran’ın daha modern figür ve motiflerle kültürel öğelerin harmanlanabildiğini, günümüzde de farklı yorumlarla varlığını değiştirerek bugüne taşınabileceğini sanatseverlere göstermek istedim.
Şahmeran çalışmalarımda, geleneksel öyküyü tekrar etmiyorum. Kadın temasını farklı motif, figür ve bakış açıları ile geçmişten günümüze dek süregelen kadın duruşlarını, farklılıklarını, özgürlüklerini, kendilerini ifade etme biçimleri yönünden yeniden kuruyorum.
Şahmeran Fars ve Ortadoğu dillerinde, Kürtçede “şah-e maran” diye söylenir çünkü o makamda oturan kadını ifade eden bir tanımdır. Şah-e maran, yılanların başıdır ama aslında kadın olan bir imgedir.
Mitolojiler, zaman ve mekândan azadedir. Bundan dolayıdır ki toplumlar kendi ihtiyaçlarına göre anlatımlarda eklemeler ve çıkarmalar yaparak günümüze taşırlar. Ben de bir kadın imgesi olan şahmeranı unutturmamak, günümüzde var etmek için çalışıyorum.
Bu Şahmeran çalışmalarınızda resim sanatına düşünce ve teknik yönden nasıl bir yenilik getirdiğinizi düşünüyorsunuz?
Yılanlara karşı korunmak amaçlı yapılmış bir tılsım niteliği olan cam altı şahmeran çizimlerine karşı, şahmeran öğesine kadın imgesini yükledim. Kadının özgürlük duruşunu, kendini ifade etme imgelerini (kilim motifleri ile kadının kendini anlatma motifleri) yükledim.
Teknik olarak farklı bir teknik kullanmadım, geleneksel tuval üzerine yağlıboya tekniği ile çalışmalar yaptım. Şahmeran öncesi çalışmalarımda farklı bir teknik kullanıyordum. Cam üzerine elle, parmaklarımla yağlıboya figürler çalıştım, iki kişisel sergiden sonra camın kırılgan özelliğinin gazabına uğrayınca tuvale geçtim. Şahmeranın yanı sıra portre çalışmalarıma da devam etmekteyim.
Bu tablolardaki renkler sanki başka bir evrenden gelmişler de bizi oyuna çağırıyorlar gibi. Uyumu yakaladıklarında masala evrilen sözcükler gibiler. Düşle gerçek, masalla gelecek arasında bir yerdeyiz sanki.
Renkleri, mitolojinin etkisi ile o mistik dokuya taşımak için soft pastel etkiler kazandırarak çalıştım. Yerel kültürün izi ve kadının kendini ifade etme şekli ve sorunsallarını ilmek ilmek dokuduğu kilimlerde ve motiflerde kadının yüreği ve yaşama bakışı gibi rengârenk bir dünyaya çevirdim renkleri. Renk farklılıklarının birlikte kullanımı, uyumlu olduklarında başka dünyalardan gelmiş gibi heyecan verirken bizi yaşamdan masala, düşle gerçek arasında bir dünyaya taşıyabiliyor.
Söyleşi: Ümit Yıldırım (2022)