Yazar: Antakya Dergi
Özellikle fotoğraf ve sinema sanatına ilgi duyanlar için açılan atölyelerde eğitim alan öğrenciler, Haziran ayında düzenlenecek tören ile sertifikalarını alacaklar. Senaryo ve film atölyesine kampanyalı fiyatlarlar dan yararlanarak başvuranların sayısı altmış kişiye ulaşırken, yeni dönem kayıtlarının devam ettiği atölye çalışmasının eğitmenliğini Emrah Dönmez üstlenecek. Fotoğraf ve Sinema sanatı alanında çalışma yapan amatörler ve sanatçılar için cazibe merkezi olma iddiasını ortaya koyan fotofilm sanat merkezi, yeni dönem atölye çalışmaları ve sergiler ile üretmeye devam edecek. Nisan 2011 Fotofilm Sanat MerkeziFotofilm Sanat MerkeziFotofilm Sanat Merkezi
ArtBosphorus Çağdaş Sanat Fuarı, 27 Mayıs Çarşamba günü Fulya Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen törenle kapılarını sanatseverlere açtı. Fuara Yunanistan’dan katılan GaGa Project sanatçılarından Evgenia Papadimas açılışta bir piyano resital verdi. Açılışın bir diğer konuğu ise, geçtiğimiz yıl Mardin Bienali’ndeki performansı ile dikkatleri üzerine çeken Nezaket Ekici’ydi.Ünlü performans sanatçısı Maria Abramovitch’in öğrencisi olan Ekici, 22 kişilik dansçı grubu ile hazırladığı gösterisinde insan bedeninin artistik zeminde sınırlarını sorguladı. 20 ülkeden 300 sanatçı ile ulusal ve uluslararası 35 sanat galerisi ArtBosphorus’da ArtBosphorus, 28 Nisan-1 Mayıs 2011 tarihleri arasında 20 ülkeden 300 sanatçı ile ulusal ve uluslararası 35 sanat galerisine ev sahipliği yaptı.…
Roma Köprüsünü kısaca anımsatmak isterim: 4 gözlü, taş bir yapı idi. Gündüz Sineması tarafından bakılınca bir kartalbaşı kabartma görülüyordu. Özgün yapısı son yüzyılda değiştirilmişti. Gravürlerde görülen yan duvarlar ve kule 19. yüzyılda yıktırılmıştı. 1950 ve 1960lı yıllarda belediyeler tarafından yapılan tadilatlarla genişletilmiş, korkuluklar değiştirilmiş, bağlantı yerlerinde çapraz genişletmeler yapılmıştı. Benim çocukluk ve okul dönmelerimde yalnızca iki köprü vardı. Roma Köprüsünden günde 4 kez geçerdim. Yukarı mahallelerde oturduğumuz sıralarda Antakya’da tek lise vardı. Antakya Lisesi tam gün ders işlenen bir okuldu. Sabah yürüyerek gider, öğle vakti eve döner, yemekten sonra yeniden okula gider ve ikindi sırasında dersler biter, eve dönerdim. Yani…
Binada bulunan her iki salon da il ve ilçe belediyelerle, derneklerle, el sanatları ve yöresel yemeklerle dolup taşıyordu. Rengarenk görüntüler insanın adeta aklını çeliyordu. Orada bulunan görevli insanların sıcaklığı ve cana yakınlığı ‘’Ben Güneyliyim, Ben Akdenizliyim, Ben Hataylıyım’’ diye avaz avaz bağırıyor gibiydi. Anlayacağınız Hoşgörü kenti Hatay, Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’a taşınmıştı. Yani 07-10 Nisan 2011 tarihleri arasında İstanbul’ da ‘’Hatay Günleri’’ düzenleniyordu. Malumunuz ‘’Hatay Günleri’nde Müslüman, Hristiyan ve Yahudi toplulukları birlikte yaşadığı ve geçmişi milattan öncelere dayanan medeniyet ve hoşgörü şehri Hatay, her yönüyle İstanbul’ daydı. Pazar günüydü. Heyecanlı ve birazda gururlu bir halde, Giresunlu eşimi, kızımı ve oğlumu…
Kaç yıldır demir işleme sanatını icra ediyorsunuz? 1950 yılında Antakya’nın Barbaros Mahallesi’nde doğdum. Eğitim hayatıma Atiker İlkokulu’nda başladım. Okula başlamadan önce 2 buçuk liraya kendime mızıka almıştım. Birinci sınıfta mandolin dersi almaya başladım. Mızıka ve mandolin ileriki yılarda bana çok ayrı bir yol açacak iki enstrüman oldu. İlkokulu bitirdikten sonra yani 1962 yılında gitar çalmaya başladım ve ardından sanat okuluna girdim. Eskiden demircilikle uğraşanların toplandığı bir Demirciler Çarşısı vardı. Sizin yaptığınız işleri onlar da yapıyorlar mıydı? Evet öyle bir çarşı vardı ama benim yaptığım tarzda iş yapılmıyordu bu yerlerde. O günün anlayışına göre iş yapıyorlardı. Bu işi ben geliştirdim. Benim…
Özetle; M.Ö. 6. Yüzyıllık zamanı (Doğu Akdeniz’in Helenistik döneminden, Arap Hakimiyeti dönemi) kapsayan, Antakya Metropolis’i, Harbiye (Daphne) evleri, Antik Samandağı Limanı v.d. üzerinde, 6 yıl (1932-1937) arkeolojik yazılar yapılmıştır.İlk olarak Antakya’nın Cemetery (Mezarlık) alanı kazılmıştır. Daha sonra Kazı iznini veren resmi ve askeri kurum ve kişilere, kazı sponsorlarına ve çıkarılanların korunmasını sağlamak üzere kurulan Antakya Müzesine (Hatay Arkeloji Müzesi,23 Temmuz.1948’de Hatay’ın Kurtuluşu’nun 9. Yıldönümü’nde ziyarete açıldı) Yayının 57-96 sayfaları; THE THEATRE AT DAPHNE. Daphne-Harbie 2N, başlığı ile Yazı Komitesi’nden Donald N.Wilber tarafından yazılmıştır. Wilber; John Malalas’ın yazdığı “Chronicle” den aktarak,Daphne’nin 6000 yıllık bir yerleşim yeri olduğunu yazmaktadır.(Antakya’nın Harbiye’den sonra kurulmuş bir şehir) İmparator Vespasien (69-79), Daphne’de içinde kendisinin…
Binlerce yıllık bir cam kültürü olan Antakya’nın ilk Cam Müzesi’ni açılışını Hatay Valisi Celalettin Lekesiz yaptı. Lekesiz, cam kültürünün yeteri kadar tanıtılmadığını belirterek, “Çok keyif veren bir mekandayız. Burası bize bir insanın işini severse neler yapabileceğini gösterdi. İşini seven insan, bitmez tükenmez bir enerjiye sahip olur. İşini seven yorulmaz ve ortaya böyle güzel işler çıkarır. Binlerce yıllık bir cam kültürü olan bu kent Avrupa ülkelerinin elinde olsaydı şimdiye kadar bir değil birçok cam müzesi açılırdı. Bu da bizim için bir başlangıç olsun. Bir kentte sosyal, kültürel ve ekonomik birimler ne kadar çok olursa o kent o kadar çok gelişir. İlimizde bu…
25-30 Eylül 2005 tarihlerinde düzenlenen Antakya Medeniyetler buluşmasını izlemek üzere Antakya’da bulunuyorduk. Bu günlerden birinde, Savon Otelinin sahiplerinden olan, Antakya’nın çok sevilen ve başarılı eski Belediye Başkanı Sn. Kemal Şehoğlu ve ailesini ziyaret etmiştik. Medeniyetler Buluşması nedeniyle Antakya’da bulunan ve otelde kalan, Türkiye Musevileri Hahambaşı Sn. İzak Haleva ve Genel Sekreteri Sn. Yusuf Altıntaş ile araştırma konum olan, 1933-45 yıllarında Türkiye’ye sığınan Bilim İnsanları üzerine konuşuyorduk. Sn.Kemal Şehoğlu; 1947 yılında Hukuk Fakültesinden bir sınıf arkadaşlarının telefon ederek hocaları Prof.Dr. Ernst Hirsch’in Antakya’ya gelmekte olduğunu bildirdiğini, sorup soruşturup Hocanın Harbiye’de Otelde kaldığını öğrendiklerini ve kendisini konakladığı Harbiye’de Antakya’daki Avukat ve Hâkim olarak görev yapan arkadaşlarıyla birlikte ziyaret ederek görüştüklerini anlattı. İstanbul’a döndüğümde araştırıp bulduğum bir kitapta Prof.…
Gölün kurutulmasıyla ekosistem bozulmuş ve bugünkü yaşadığımız sorunları da beraberinde getirmiştir. Tabi mer’a ve göller tarıma açıldığında ilk dönemler bakir topraklar işlendiği için ürün alınabilse de sonrasında giderek verim azalmaları gözlemlenmektedir. Amik Ovası’nın önemli bir ekosistemi olan Amik Gölü, yer altı sularını besleyerek ve boşaltarak, taban sularını dengeleyerek su rejimini düzenlemekteydi. Amik Gölü’nün kurutulmasıyla bu işlev bitmiş ve deniz seviyesinden düşük olan gölün yerindeki ova bir drenaj sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. Buna dayalı olarak araziler giderek çoraklaşmakta ve bu da birim alandan alınan verimi giderek düşürmektedir. Hatay’da sulama suyu ihtiyacı da büyük bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Gölün kurumasıyla beslenemeyen yeraltı sularının seviyeleri giderek derinlere…
İki yılı aşkındır Türkiye-Suriye krizi ile maddi ve manevi anlamda zor günlerini yaşayan Antakya Uluslararası Antakya Altın Defne Film festivali ile biraz manevi anlamda moral buldu. Festival 20-26 Kasım 2013 tarihleri arasında Meclis Kültür Merkezinde yapıldı. Film festivalinde Uzun metraj, Kısafilm ve Belgesel dalında 30 Film gösterime girdi. Şehir dışından ağırlıkta İstanbul olmak üzere yönetmen, oyuncu, fotoğraf sanatçı 30 kişi ağırladık. Fotograf dalında 3 sergi ve şehir dışı Samandağ Fotograf gezisi düzenlendi. Altın Defne film festivalinde Görkemli Gala; Sinemaseverler Sinemacılarla Buluştu Bu yıl ikincisi gerçekleşen Uluslararası Antakya Altın Defne Film festivali ve fotoğrafçılar Buluşmasının Galası 21 Kasım 2013 Perşembe akşamı Meclis Kültür…