Yazar: FotoFilm

SİNEMANIN KALBİ ANTAKYA’DA ATACAK FESTİVALLER ŞEHRİ HATAY’DA ULUSLARARASI BULUŞMA 9. ULUSLARARASI ANTAKYA FİLM FESTİVALİ BAŞLIYOR YEDİNCİ SANATIN GÜNEŞİ ANTAKYA’DA DOĞUYOR Hatay Büyükşehir Belediyesi, Ansam Kültür Derneği ve Fotofilm Sanat Merkezi iş birliği ile sanatseverlerle buluşacak olan festivalde özel gösterimlerin yanı sıra uzun metraj, kısa film ve belgesel film kategorilerindeki filmler yarışacak. Expo 2021 Hatay tanıtım etkinlikleri çerçevesinde, bu yıl zengin içeriklere ev sahipliği yapacak festivalin programı açıklandı. 35 ülkeden 330 filmin başvuru yaptığı uluslararası festivalde 90 film Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Hatay Mimarlar Odası, Hatay Tabipler Odası, Erol Bilecik Teknik Anadolu Lisesi, Hatay TED Koleji ve Hatay Doğa Koleji’nde halka…

Devamını Oku

2014 yılında, “ustalara saygı” anlayışıyla başlayan ve sekiz yıldır gönüllü bir ekipçe sürdürülen Edebiyatımızda Vefa İstasyonu; 8 Aralık 2021 Çarşamba 18.00’de başlayacak 37. izlencesinde şair Hidayet Karakuş’u ağırlıyor. Başta şiir olmak üzere edebiyatın hemen her alanında yapıtlar veren Hidayet Karakuş için hazırlanan “Gül Yaprağına Günaydın Diyen Ozan” başlıklı halka açık etkinliğin genel sunumunu Y. Bekir Yurdakul yapacak. Hidayet Karakuş’un yazınsal yaşamına kısa bir bakışı içeren, Ferhat İşlek imzalı görsel yapım için çekimleri M. Osman Akbaşak üstlendi. İzlence kapsamında yer alan “Sılası Isparta’dan Ateş Mektupları’na Hidayet Karakuş” başlıklı söyleşinin konuşmacıları: Efdal Sevinçli, Hüseyin Yurttaş, Yılmaz Mızrak. Karakuş’un şiirlerini Ayşe Yavaş, Gülçin…

Devamını Oku

Sunuculuğunu Pelin Batu ve Özkan Binol un yaptığı gecede yurt içinden ve yurt dışından jüri yarışmacılar ve sinemaseverler katıldı. Fotofilm tarafından, Türkiye ve Dünya sinemasına yeni kazandırılan Haliç GoldenHorn Uluslararası film festivali ilk gösterimlerini çevrimiçi-online gerçekleştirdi. 20 Ülkeden yapılan başvurulardan seçici kurulun seçtiği Kurmaca Uzunmetraj, Kurmaca Kısafilm, Belgesel Uzunmetraj, Belgesel Kısafilm ve Animasyon Kısafilm den oluşan 40 filmlik seçkisini 1-5 Aralık 2021 tarihlerinde festival sayfası www.halicgoldenhorn.org dan ÜCRETSİZ izlendi. Haliç GoldenHorn Uluslararası Film Festivali Haliç GoldenHorn Uluslararası Film Festivali Festival Başkanı – Mehmet Oflazoğlu, Festival Direktörü – Özkan Binol, Sanat Yönetmeni – Gülriz Fırat Topuzoğlu Ana Jüri Başkanı: Binnur Karaevli,…

Devamını Oku

Küçük büyük hayrandık onlara. Nasıl bir felsefeleri vardı bilinmez ama onu görünce, bir mahalleyi görürdük tüm renkleriyle… Öyle rambo gibi değillerdi. Bıyıklı bir o kadar cesur görünüşlerinin altında naif adamlardı. Herkes severdi onları. Ekrem abi benim mahallemin abisiydi.Hoş bizim ailenin küs olduğu komşunun oğluydu ama Ekrem abi ama o kimseyle küsmezdi. Murat 124 bir arabası vardı. Ne zaman arabasının sesini duysam yola çıkardım onu görmek için. Evleri tam bizim evin yanıydı. Ne şanslıydım; mahallenin en güzel abisi bir kalp atışı uzaklıktaydı. İri bir adamdı. Bizi görünce gülümserdi, bakışları sımsıcaktı. O arabadan inişi tam bir Ayhan Işık gibiydi. Etrafına bakar ve…

Devamını Oku

Maeve Bincy yazın hayatına gazeteci olarak başlamış. Radyo programları, öykü, deneme ve birçok dünya diline çevrilmiş romanları ile tanınan bir yazar. İrlanda’da bir edebiyat etkinliğinde bir konuşmasını dinlediğim, birkaç cümle konuşabildiğim bir kişi. Ülkesinde diğer yazarlarca yardımcı, başarıyı alkışlayan bir yazar olarak tanınıyor. (Agnostik/Dinsiz.) Margaret Atwood şiir, deneme, eleştiri, roman yazan bir feminist ve Kanadalı milliyetçi. Post-modern kurmaca yazarları arasında en tanınanlardan birisi. Yazıları şiir ve düzyazı arasında gider gelir. Ne yazarsa yazsın keskin, nükteli, inandırıcı üslubu göze çarpar. Keskin fikirleri ile biraz itici, soğuk bulunsa da o, yolundan vazgeçmeyen, tarzı ile birçok yeni yazara ilham olmuş biri. Maeve Binchy’nin…

Devamını Oku

Sizi bilmem, ben dilimizdeki günlerin ve ayların adından hoşnut değilim. Üstelik günlerin “pazar”dan başlatılmasına da bir anlam veremedim. “Günler, Haftalar ve Aylar Müdürlüğü”ne atandığımdan beri “ad değiştirme servisi”nde ne yapabilirim diye bir araştırmaya koyuldum. Sahi, ne yapabilirdim? Önce derdimi döküp derman arayabilirdim. Farsça “bâzâr”a “keyif günü”, “panayır günü” denmemesi için bir neden yoktu. Ancak dünün kasabalarında “bâzâr-gân” (tüccar) kısmının telaşla dükkânını açmaya koştuğunu da unutmamak boynumuza borç. Biz o sözcükleri “çarşu”lardan aldığımız bezir yağlarında incelte incelte “bezirgan”a dönüştürmedik mi? Cahit Külebi’nin, “Evvel zaman içinde yazdığım şiirler/ Bergüzar olsun/ Aç kapıyı bezirgan başı/ Bezirgan başı.” deyişindeki bezirgan’a da kıymamalı. “Sen leblebi…

Devamını Oku

Dünyayı anlayabilmek için, sanatçının bakışına ihtiyacımız var. Yoksa Vişne Bahçesi’nin ortasında yapayalnız kalırız. Bir yangının tarumar ettiği bir Ege köyünde ateşin yalazlarını tanımak için, rahmi kanayan bir başka canlının şefkatine ihtiyacımız var. Onun da bizimkine. Yeşil bir ormanın varlığı, Tanrı’ya o en kutsala dahi ihanet edilerek, paraya çevrilmeye çalışılıyor. Siyaset onun üzerinden yapılıp, lav gibi kadın cinsi üzerine püskürtülüyor. Farkındalar, çok iyi farkındalar, aynı ormanın ağaçlarıyız. Ama burjuvazi ve burjuva demokrasisi çaresiz rolünü iyi oynuyor. Kanser olmuş kapitalist sistem, dünyayı kanatarak, ayağa kalkma peşinde. Eril bakışı, canlı tutmak için, ateşin külünü sürekli üflüyor. Varlığının temel dayanaklarından biri olan erkek egemenliği.…

Devamını Oku

Levanten Forbes ailesi tarafından 1908 yılında Buca’da yaptırılan köşk bir yıl sonra tamamıyla yanmış, yangından bir yıl sonra bina tekrar yaptırılmıştır. Kaynak: Vikipedi Her anının bir rengi, bir sesi vardır; senin anılarını güzel kokularla ördüler. Yeni yeni ağaçlar getirdiler çok uzaklardan, onlarla arkadaş oldun adlarını öğrendin bir bir. Onların hikâyesi vardı, onları dinledin rüzgârda. Elin kabuklarında gezindi. Sonra kuşları da çoğaldı ağaçların, bulutları da. Baban Anton, taş ustasıydı. Bu köyün bütün taş evlerinde, şu İngiliz, İtalyan köşklerinde onun emeği vardı. Buraya, havası güzel olduğu için, gelip yerleşiyorlardı Levantenler. Gele çoğala bir koloni oldular sonunda. Zeytinler, incirler, üzümler tren rayları üzerinden…

Devamını Oku

Sanatın belki de en derin motifidir edebiyat. Özgün bir kimlik inşa etmek için edebiyattan daha kıymetli bir ırmak var mıdır ki? Her okuduğumuz hatta okurken ‘’yaşadığımız” edebi eser kişiliğimize yeni bir zenginlik eklemez mi? Günümüzün yüzeysel ve görüntünün sadece tek boyutunu merak etmeye dayanan dünyasında bir roman, öykü ya da şiir sayfasını okumak için zihnin verdiği çaba hiç kuşkusuz ki pek çok kapıyı aralayacaktır. Mühendislikten iktisat fakültelerine dek pek çok okulun seçmeli ders olarak öğrencilerine edebiyat dersleri sunmalarının en önemli sebeplerinden biri de budur. Her şeyin hazır bulunabildiği bir asırda okuduğunuz bir eserle kendi dünyanızı kurmak, kendi filminizi çekmek hala…

Devamını Oku

Bir buçuk yıl aradan sonra sinema salonları açıldı. Pandemi nedeniyle kapalı olan salonlar nihayet filmlerle izleyicilerini buluşturdu. Tabii cesur yürek izleyicileri diyelim. Nitekim (Netekim mi deseydim acaba?) hâlâ sinemaların kapısının önünden bile geçmeyenler var. (Buna ben de dâhilim) Tabii bu bir buçuk yıllık zorunlu-gönüllü-gönülsüz mahpusluk süresinde sinemasız kaldık mı? Hayır. Sinema-dizi portalları sağ olsunlar bizi dizisiz ve filmsiz bırakmadılar. Başta Netflix olmak üzere. (Reklama girmez herhalde, zira reklam parası almadığım gibi her ay para ödüyorum.) Hal böyle olunca sinema sektörü de filmlerini bu portalların yapımcılığında çekmeye başladılar. Buna Türk sinema sektörü de dâhil oldu. Pandemi sürecinde bizi yerli sinemadan mahrum…

Devamını Oku