Yazar: Antakya Dergi
Bir dönem öncesine kadar hafta sonu sabahları gün ağarırken Antakya Parkına gidip oradaki bahçe çalışanlarının parkı sularken topraktan ve bitkilerden yayılan doğa kokusunu teneffüs etmek için giderdik. Tabi bu insanın içini açan doğa kokusundan sonra çay bahçeleri yavaş yavaş açmış ve çaylarını demlemiş olurlardı. Bir çay bahçesine geçerek çayımızı içip yanına simidimizi yerdik. Çoğu zaman sohbet kuyulaşır öğlene kadar kalırdık. Unutamadığım bu anılarımı tekrar yaşamak için Antakya parkına gitmeye karar verdim. Antakya Parkında sağlık saatiAntakya Parkında sağlık saati Parkta giriş kapısından ilerlerken karşıda bir dönem önce bulunan sanırım Antakya’nın tek açık hava sineması ve yanında çay bahçesinden eser yok. Yerine…
“Özündendir özüm / işte bundandır kıbleye dönüşüm / bundandır çarmıhta ellerimin sızısı / beyazı / sarıyı / siyahı sevişim bundandır.” Temelinde sevgi vardır sanat anlayışının. Yaşamının değişik alanlarında somutlaştırdığı, ete kemiğe büründürdüğü sevgi, yüreği gibi bilincinin de mihenk taşıdır. “bizim sınırlar tel örgülü / sizinkiler fındık ağaçlı / dostluk meydanında buluştuk” demesi bundandır. “ gülümserken güneş herkese / bulutu sürükleyen var”dır. Şaşkındır bir bakıma. “Hayat seni nasıl yaşasam?” diye sorar. Müziğe (türküye), edebiyata (şiire) tutunur. Sevdiklerine bakarak çoğalttığı, kucakladığı tüm insanlar, “ kökleri birbirine karışmış ağaçlar”dır onun gözünde, sevginin var ettikleridir. Barışı, esenliği özler, durmasını ister savaşların, dünyaya egemen olması…
Şair-ozan Nebih Nafile; İkinci etkinlik Bartın’da gerçekleşti. Kurgu Kültür Merkezi Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Alaattin Topçu ve Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın’ın davetlisi olarak “Bartın 15.Kitap Fuarı” na bağlamasıyla katılan şair Nebih Nafile çalıp seslendirdiği türkülerle gönülleri fethetti. 15-18 tarihleri arasında Kitap Fuarı boyunca Kurgu Kültür Yayınları standında kitaplarını okurlarına imzalayan Nafile; “Güneş Hepimiz İçin” şiir kitabının ikinci baskısını ilk fırsattta Antakya basınına tanıtacağını açıkladı. Ekim 2011
Faaliyete başladığı günden itibaren Beyoğlu’nda sanatsal üretime zenginlik katan Fotofilm Sanat Merkezi, üretenin yanında olma misyonunu yerine getirmeye devam ediyor. Türkiye’nin saygın fotograf sanatçılarının sergilerine ev sahipliği yapan Fotofilm Sanat Merkezi, sanatseverlerin uğrak mekânı olmaya devam ediyor. İzzet Keribarİsa Çelik 2011-2012 döneminde Fotofilm Sanat Merkezinde fotograf sergisi açan sanatçılara verilen oskarların ilki İzzet Keribar’a verildi. Çocukluk yıllarından itibaren fotografçılığa ilgi duyan Keribar’a ayrıca Uluslararası Fotograf Federasyonu tarafından 1985 yılında A.Fiap (Sanatçı), 1988 yılında da E.Fiap (Ekselans) unvanları verilmiştir. Fotofilm Sanat Merkezi Fotograf Oskarını alan bir diğer fotograf sanatçısı da “insan” odaklı fotograflarıyla bilinen ve İfsak’ın onur üyesi olan İsa Çelik oldu.…
Çekmece Belediyesinin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği Kültür-Sanat festivali Gültepe Mahallesi Çekmece Spor Sahasında gerçekleştirildi. Festival etkinliklerine Hatay Vali Yardımcılarından Şahin Bayhan, Antakya BelediyeBaşkan Vekili Serdar Güven, Çekmece Belediye Başkanı Dr. Cafer Özenir, Çekmece Belediyesi bazı Meclis üyeleri yanı sıra Çekmece Beldesi sakinleri katıldı. Festival etkinlikleri kapsamında kısa bir konuşma yapan Çekmece Belediye Başkanı Dr. Cafer Özenir, Belediye yönteminin kültür sanat etkinliklerine farklı adlar altında devam edeceği mesajını verdi. 22 ile 25 Eylül tarihleri arasında 4 gün süre ile devam eden festival etkinlikleri kapsamında organizasyonda ve çalışmalarda emeği geçen isimlere de plaket verildi.4 gün süren festival etkinlikleri dün sona erdi. Ekim 2011
Kitaptan bir şiir: Çocukluk Hatıraları Havuzlu avucumda küçük kuşun hikayesi O çocuk çocuk masum düşüncem Serin sokakların tenha sesi Rüyalarımdaki o gülümsemem… Düşe-kalka gezdiğim mahalle Komşu evlerinden topladığım çiçek Yaralı-bereli o dizlerim Kum yığınlarına sarf ettiğim emek… Gençliğimin habercisi oldu göğsümdeki sertlik Zaman habersiz büyüttü beni Gitti o günler, bitti çocukluk Hatıralar unutamayacağım sizi. Celal Atayurt Keyyali Kimdir? 1928 yılında Harim (Suriye) kasabasının Kurkaniye köyünde doğdu. Babası Refet Keyyali, annesi Antakya eşrafından Vehbizade ailesinin kızı Cemile Yurtmandır. Babası 1935 yılında -Celal Atayurt 7 yaşında iken-…
Adil Okay’la ortak bir kitap hazırlamaya ne zaman karar verdim? Bu soruyu şu anda yanıtlamam mümkün değil. Ama Adil’le tanışmamızdan, anlattıklarını dinledikten, kendisini, ailesini ve bilhassa babasının yaşamını ve kardeşlerini, hele ağabeyi Arif Okay’ı bildikten bir süre sonra bu düşüncenin doğduğunu ve zaman içinde, güneşi göre göre, rüzgârda ve karda tomurcuklandığını ve yeşerdiğini biliyorum. Ben de o zaman şu yanıtı verdim: ‘Önemli. Bunların hepsi önemli. Çocukluk hele çok önemli. Çocukluk ve çocukken yaşadıklarımız ve yaşayamadıklarımız. Bunların önemini zaman içinde ve bu kitapta göstermeye de çalışacağız. Soru cevap şeklinde. Vaktimiz var, hiç merak etme. Onun için buradayız zaten.’…
-Bize kendinizi tanıtırken, mesleğinizi, ailenizde kimlerin yaptığını ve sizin nasıl başladığınızı nerden merak sardığınızı anlatabilir misiniz? -Antakya doğumluyum. Ata yadigârı bir mesleği sürdürmeye çalışıyorum. Eski atalarım hattattılar. Hattat dediğiniz estetik yazı yazmak değil de biz bunu Eski Arapça kitapları fotokopi şeklinde kendi yaptıkları kamış kalemle kendi yaptıkları mürekkeple fotokopi matbaa gibi yaptıkları iş. Örnekle açıklayayım: Adam geliyor bir kitaptan bir nüsha istiyor. Hattat bir süre sonra isteği yerine getiriyor. Mesela bir kitap çok iyi satış yapıyor. Durum böyle olunca bizimkiler düşünmüşler: “Biz ne yapıp da bu kalın kitabı daha kolay, daha ucuz şekilde sunabiliriz isteyenlere.” Bizim yöreye özgü bir taş…
Kültür nedir? Türk Dil Kurumu sözlüğünde tanımı şöyledir: Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü. Bana göre özetle; insanların yaptığı, söylediği ve yazıya geçirdiği her şey. Bu tanımdan yola çıkarak Fransız Kültürünün Antakya’da -daha geniş olarak Hatay’daki- etkisini ele alalım. Paylaşımın amacı öncelikle kaynakları sömürmektir. Ancak İskenderun Sancağı olarak düşünüldüğünde sömürülecek bir kaynak göze çarpmıyordu. Petrol, bor, demir cevheri falan yoktu. Alabildiğine verimli topraktan başka bir şey yoktu. İngilizler ise Musul, Kerkük gibi petrol fışkıran bölgelere oturmuşlardı. Fransızlar Hatay’ı…
Kitap inceleme; Antakya Kitapları Hatay’da Çoketnili Ortak Yaşam Kültürü “İnsaniyetleri Benzer” Fulya Doğruel, İletişim Yayınları, 2005 Doruel kitabını on bölüme ayırmış. Giriş bölümünden sonra ikinci bölümde Nusayri Aleviler, Arap Hıristiyanlar ve Ermenilerin sosyal ve demografik profilini inceliyor. Bu bölümde farklı toplulukların nüfus yapısı, yerleşim bölgeleri, inanç özellikleri ve dilleri anlatılmaktadır. Üçüncü bölümde Hatay tarihine kısa bir yolculuğa çıkılıyor ve Antakya kültürünün oluşmasında tarihsel olayların etkisini tekrardan fark ediyoruz. Dördünce bölümde kitabın yazılma sebebinin teorik altyapısını oluşturmak için Kavramsal ve Kuramsal Çerçeve başlığı altında Etnisite konusuna kafa yormamız isteniyor. Beşinci bölüm ilk bakışta Suk El Tavil’i (Uzun Çarşı’yı) akla getiriyor. Kitapta…