Yazar: FotoFilm
Cankurtaran 24 öyküden oluşuyor. Bu sıcak ve samimi öyküler ve samimi öyküleri okurken ya içinde kendinizi bulacaksınız ya da gözlemlediğiniz bir başka insanın hayatına dokunuşlara tanık olacaksınız. Yazar öykücülüğe ayrı bir tat katmış bir anı anlatır gibi örmüş bütün yaşanılanları, diyaloglar içimizden geçen birer duygu seli olarak kitabın sayfalarını süslemiştir. Üreten insanların sıradan yaşamlarının sıra dışı hale dönüşmesini öykülerin içinde küçük nüktelerle ve minik alt öykülerle besleyerek emekten yani bir dille, toplumsal gerçekçi yanıyla beslendiği ve çalıştığı sosyal sınıfın içinde gidip gelmiştir. Öyküleri konuşma diliyle yazmıştır. Her öykü hayatın güncelliği içinden adeta fışkırarak taze ve canlılığını korumuştur. Kullandığı konuşma dilinin…
İşte yalın gerçek budur. Antakya’nın eski bölgesinde bulunan Habibneccar (Silpius) dağının eteklerinde bir Mağara’da yaşadığı söylenen Habib Neccar’ın kafasının dağdan aşağı yuvarlandığı ve Habib Neccar Camisine ulaştığı rivayeti yaygındır. Habib Neccar’ın kesik başının Habibneccar Camisinin altındaki mezarda olduğu da yaygın bir inanıştır. Ancak bu kesin değildir. Habib Neccar’ın kesik başının yuvarlandığı yerde onun adına Habib Neccar Camisinin yapıldığı rivayeti son zamanlarda yayılmaya başlanmıştır. Ancak o dönemde, yani 1. Yüzyılda İslam dini doğmamış, hiçbir yerde cami inşa edilmemiştir. Son yıllarda Habib Neccar’ın tarihsel kişiliği, dini, şahsi tercihleri ısrarla bir çarpıtılmaya çalışılmaktadır. Bir Hıristiyan olan Habib Neccar Müslüman…
Büyüyen ve yeni eğilimler getiren bu alışveriş komplekslerinin gölgede bıraktığı sadece kendine yeten esnaf ve otantik alışveriş kültürü değil, bir tarihtir aynı zamanda. Bu süreçte ayakta kalan çarşıların sayıları günden güne azalsa da, esnaflığın çoğunlukla babadan oğula geçtiği bu yerler, alışveriş merkezlerinin emperyalizmine yüzlerce yıllık geçmişleriyle birlikte meydan okuyor. Antakya’da 1333 yılında inşa edilen Meydan Çarşısı da tarihe meydan okuyan camilerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Eski Antakya’nın orta yerinde inşa edilen çarşı, hâlâ her gün binlerce insanın uğrak yeri. Turistik açıdan da cazibesini koruyan çeşme ve cami barındıran çarşı, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden biri olmayı sürdürüyor. Daha çok…
Festivalde en iyi yönetmene verilen “Gümüş Aslan” ödülüne ise “The Power Of The Dog” filminin Yeni Zelandalı yönetmeni Jane Campion layık görüldü. Gecede, en iyi erkek oyuncu ödülüne “On The Job: The Missing 8” isimli filmde gösterdiği performansla Filipinli John Arcilla layık görülürken en iyi kadın oyuncu ödülünü ise “Parallel Mothers” filmindeki rolüyle İspanyol aktris Penelope Cruz aldı. Festivalde, jüri büyük ödülünü “È Stata La Mano Di Dio” filminin İtalyan yönetmeni Paolo Sorrentino alırken, jüri özel ödülü ise “Il Buco” filminin yönetmeni İtalyan yönetmen Michelangelo Frammartino’ya verildi. En iyi senaryo ödülünü de “The Lost Daughter” filmini yazıp yöneten ABD’li yönetmen…
Pompei Sokak Festivali direktörü Nello Petrucci Artist, müzik bölümünün sanat direktörü Alfonso Todisco ve sinema bölümünün sanat direktörü Andrea Valentino, Filmlerin seçimi için, sektördeki uzmanların deneyiminden yararlanıyor. Konusunda uzman kişiler tarafından seçilen filmleri dikkatle değerlendirecek ve bir karara varacak. Jüri üyeleri Krıstına Böhm Actress, Mehmet Oflazoğlu Artistic Director, Perıcle Odıerna Musician, Ghane Fard Mohammad Director, Alessandro Marınellı Director & Editor kişilerden oluşur. Pompei Belediyesi’nin Sala Marianna De Fusco’sunda Pompei Sokak Festivali’ni hazırlıkları başladı. Organizasyon komitesinde en çok kullanılan kelime ‘coşku ve heyecan’ oldu. Çünkü hepimizde Sanat, Müzik, Sinema ile coşkumuzu tazelemek ve yeni bir heyecanımızı yaşamak için sabırsızlanıyoruz. İtalyan kültür…
İstanbul: Uygarlıkta Bir Künye Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında, 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın katkıları ve Fotofilm Sanat Merkezi işbirliği ile “İstanbul: Uygarlıkta Bir Künye” adlı liseler arası yarışma ve kültür etkinliği 2 Aralık itibariyle İstanbul’un birçok lisesinde gerçekleştirildi. Mecidiyeköy Lisesi, Beykent Eğitim Kurumları, İzzet Ünver Lisesi, Büyükçekmece Lisesi ve Bahçelievler Anadolu Lisesi’nin ev sahipliği yaptığı projenin açılış törenine İstanbul Vali Yardımcısı Harun Kaya ve Güngören Kaymakamı Seyfettin Azizoğlu katılım gösterdi. İstanbul’u değişik kültürlerle tanıştırmayı amaçlayan etkinliğe öğrenciler ve öğretmenler yoğun ilgi gösterdi. Sergiyi gezen Vali Yardımcısı Kaya, bu çalışmayı “İstanbul’da yaşamak değil, İstanbul’u yaşamak önemli olan. Bu çalışma bu…
Antakya sizin için ne ifade ediyor? Antakya gerçekten bir dünya şehridir. Bunun renklerini, havasını hala burada yaşayabilirsiniz. Bütün kültürler ve dinler birlikte yaşarlar. Çan ve ezan sesleri art arda yankılanır Antakya’da. Bu insanlar tarafından da içselleştirilmiş bir durumdur. Biz bunu yaşayarak benimsedik, farkında olmadan kabul ettik. Yayladağı’nda doğdum, Türkmenim. Antakya’nın en güney kasabasında çocukluğumu geçirdim. Orda bir Hıristiyan Mahallesi vardı. Oradaki çocuklarla birlikte okuduk. Kızlar ve oğlanlar birlikte oyun oynardık. Hiç kimsede önyargı yoktu. Çocuklarda önyargı olmaz zaten. Herkes yeteneğine göre değerlendirilirdi. Çocuk iyi koşuyorsa, iyi koşuyordu. Onu öyle kabul ederdik. Bu çok güzel bir davranış şekli. İnsanca yaşama ve…
KONU: Serbest TEKNİK: Serbest SEÇİCİ KURUL: Prof. Melihat TÜZÜN-Trakya Üniversitesi Prof. Özer KANBUROĞLU-İstanbul Aydın Üniversitesi Doç. Dr. Nilgün ŞENER-Kocaeli Üniversitesi Doç. Dr. Ceyhun KONAK-Kocaeli Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Candan GÜNGÖR- Dokuz Eylül Üniversitesi Dereceye Girenler Melih Can Caner Güner Enes Sağdıç Mansiyonlar Pınar Polat Caner Kemahlıoğlu Pelin Bulu Yılmaz Sergilenme Buse Fulürya, Dilan İşbilir, Doğukan Mama, Eda Kılıç, Edanur İpek, Emine Dirik, Ersin Kayıkçı, Fatma Ay Korkmaz, Furkan Yardım, İrem Coşkun, Işınseli Milen Kalbak , Mehmet Akif Özdal, Musa Yönyol, Sedanur Şimşek, Selim Çınar, Zeynep Neris Kaplan Sergi 15 Nisan Dünya Sanat Günü Saat: 21.00 www.artantakya.com’da online açılacaktır.
Antakya’da 1990’dan itibaren devlet katında Arap Alevilerine (Nusayriler) yönelik gelişen ‘Sessiz bir Açılımla’ önyargılı bakış açısı yavaş yavaş yumuşadı. Antakya’nın kadim yerel kültürü Arap Aleviliğine(Nusayriler) müdahaleden vazgeçilip kısmen daha saygılı davranılmaya başlandı. Devlet kademeleri ve ticari hayat bu topluluk fertleriyle paylaşılmaya başlandı. Bunun sonucunda Arap Alevileri sisteme entegre olma yolunda belirgin bir gelişme kaydettiler. Antakya’nın yüzyıllardır süregelen çok kültürlü yapısı ve hoşgörü geleneğinin de bu entegrasyon sürecindeki etkisini yadsımamak lazım. Sessizce ve zamana yayılarak gelişen bu açılım, bugünün Kürt sorunu başta olmak üzere kendilerini dışlanmış hisseden bütün toplulukluların sorunlarını çözüp sisteme dahil edilmelerinde ciddi bir referans olarak kullanılabilir. Bize özgü, denenmiş,…
Günel bu çalışmasında, 2010’lu yılların Türkiye’sinde uluslararası bir firmanın farklı düzeylerdeki çalışanlarını profesyonel ve sosyal yaşamlarında fotoğraflayarak 37 yıldır bulunduğu çalışma ortamında tanıklık ettiği ortak yaşamları geniş bir çerçevede belgeliyor, samimi ve büyük bir portre çiziyor. Üç senelik çalışmanın ürünü olan ve 141 siyah beyaz fotoğraftan oluşan kitabın tanıtım toplantısı 24 Mayıs 2012 Perşembe günü The Hall’da gerçekleştirildi. “Dora’nın projesi çağdaş Türk fotoğrafçılığına önemli bir katkıdır. Aynı zamanda yaşamının yarısında emeğiyle bir arada bulunduğu çalışan arkadaşlarının insancıl yüzlerini ortaya çıkarmaktır. Elinizde tutmakta olduğunuz bu çalışma, onun insanlık hallerine duyduğu derin tutkusunun ve fotoğraf sanatına adanmışlığının ürünüdür.” Ken Light “UNVAN-SIZ”, Bir…