Naile Dire’nin Türbülans kitabını okuduğum günden beri, kitap hakkında yazmalıyım diye düşünmüştüm. Yazmaya başladığım gün ise kitabın Attila İlhan İlk Şiir Kitabı Ödülü’nü aldığını öğrendim. Hoş bir tesadüf oldu doğrusu.
Türbülans’ın içindeki şiirler bende bir coşkunluk durumu yarattı. Bu coşkunluk durumunu yaşamak pek de kolay değil. Okuduğunuz kitaplar çoğaldıkça beğeni çıtanız giderek yükseliyor. Özgünlük, farklılık arayışınız derinleşiyor. Dire’nin şiirleri genç ve güçlü bir nefes üfledi zor beğenime.
Sarsıntı ve İrtifa Kaybı adlı iki bölümden oluşuyor kitap. İlk şiir “Dünyanın Çivisinde Oynaşıp Ölelim” adını taşıyor. Şairin çığlığıyla bitiyor son dizeler:
“ben üvey kızı tanrının, bunlar saçım
bir mayın döşedim diplerine
infilak etmek istiyorum.”
Kitabın tamamında kadının kendini gerçekleştirme çabası, kadına karşı toplumun ve dinlerin baskısı, erkek egemen dünyanın vahşi sonuçları irdelenmiş. Bunlar irdelenirken şiiri bir an olsun kaybetmemiş Naile. Sert söyleminde, çığlığında, meydan okumalarında şiir dimdik ayakta kalmış. Lilith’ten günümüze, Ortadoğu’nun kadınlarına kadar her türlü kadınlık resimleri olanca gerçekliğiyle karşımızda duruyor.
“benim olmayan bir hayatı tartışıyoruz”
“kovulmuş bedenimle lilith’in kaldığı yerden
bacaklarım ayrık dünyanın tepesinde
bacaklarım ayrık yüz çocuk doğururum”
Ten İlahi şiirindeki bu dizeler kadının elinden çalınan hayatını, çocuk doğurmaya sıkıştırıldığını haykırıyor. Şairin mitolojiye, eski ve yeni şiire hâkimiyetini de dizeler arasından kolayca görebiliyorsunuz. Bu da şiirine doluluk, zenginlik olarak yansıyor. Dire, sözünü hiç sakınmıyor, korkusuz. Yeni kuşağın soru soran, ısrarla yanıt isteyen, kendi hayatının sıkı sıkı elinde tutan kadınlarından birisi o.
“kentin oyuklarına cesetlenelim diye
buyurdu allah, güzelliği hiçe sayan sesiyle”
“her yer yokuş yukarı her erkek sille
her an ölüm türbülansı kılıfı yok katlin.”
Kadın cinayetlerinin, insanlık tarihinin derinliklerine kadar uzanan tarihi de dizelere sinmiş. Her gün bir yenisiyle uyandığımız vahşi, acımasız şiddet elbette şair tarafından sorgulanıyor. İran’da tecavüzcüsünü öldüren Reyhane için yazılan şiir, kadına olan şiddete, kıyıma hesap soruyor.
Şairin Kadıköy sevdası da oldukça derin. Pek çok şiirinden fırlayıp yerleşiyor önümüze Kadıköy. O ilçeye âşık birisi olarak ayrı bir haz duydum o sokaklarda gezmekten.
Naile Dire’nin söyleyecekleri var. Söyleyeceklerini sizi sarsarak, türbülansa sokarak söylüyor. Çoğunlukla haykırıyor. Yarayı kanatmaktan çekinmiyor.
Türbülans, dönüp dönüp okuyacaklarım rafında yerini aldı bile. Naile Dire de “bundan sonra ne yazacak” listeme yıldızlarla girdi. Türbülans, Naile Dire, İthaki Yayınları, 2020, İstanbul
Özlem Tezcan Dertsiz