“Özündendir özüm / işte bundandır kıbleye dönüşüm / bundandır çarmıhta ellerimin sızısı / beyazı / sarıyı / siyahı sevişim bundandır.”
Temelinde sevgi vardır sanat anlayışının. Yaşamının değişik alanlarında somutlaştırdığı, ete kemiğe büründürdüğü sevgi, yüreği gibi bilincinin de mihenk taşıdır. “bizim sınırlar tel örgülü / sizinkiler fındık ağaçlı / dostluk meydanında buluştuk” demesi bundandır. “ gülümserken güneş herkese / bulutu sürükleyen var”dır. Şaşkındır bir bakıma. “Hayat seni nasıl yaşasam?” diye sorar. Müziğe (türküye), edebiyata (şiire) tutunur. Sevdiklerine bakarak çoğalttığı, kucakladığı tüm insanlar, “ kökleri birbirine karışmış ağaçlar”dır onun gözünde, sevginin var ettikleridir. Barışı, esenliği özler, durmasını ister savaşların, dünyaya egemen olması tek dileğidir gerçek aşkların. Ama bunların yüksek düş (ütopya) olduğunu da unutmaz. Bilinci onu uyarır durur: “hasretinden patlayacak / içimizdeki volkan” demesi bundandır: Güzellik, kardeşlik, barış, erinç, mutluluk yaralıdır tüm dünyada ve yaşadığımız coğrafyada.
Nebih Nafile devingen, çalışkan, yorulmak nedir bilmeyen, “atom karınca” denen sanat emekçilerinden. Yaşamı eksiksiz algılamaya çalışan, tüm renkleri Türksüne, şiirine uyak yapan…
Kurgu Kültür Merkezi Yayınları arasında çıkan kitabı, bu saptamalarımın somut örneklerini taşıyor. Nebih Nafile, şiirleri aracılığıyla, çoktandır uzağında kaldığımız insan sıcaklığını anımsatıp yeniden var ediyor.
Burhan Günel – Ekim 2011