İki yılı aşkındır Türkiye-Suriye krizi ile maddi ve manevi anlamda zor günlerini yaşayan Antakya Uluslararası Antakya Altın Defne Film festivali ile biraz manevi anlamda moral buldu.
Festival 20-26 Kasım 2013 tarihleri arasında Meclis Kültür Merkezinde yapıldı. Film festivalinde Uzun metraj, Kısafilm ve Belgesel dalında 30 Film gösterime girdi. Şehir dışından ağırlıkta İstanbul olmak üzere yönetmen, oyuncu, fotoğraf sanatçı 30 kişi ağırladık. Fotograf dalında 3 sergi ve şehir dışı Samandağ Fotograf gezisi düzenlendi.
Altın Defne film festivalinde Görkemli Gala; Sinemaseverler Sinemacılarla Buluştu
Bu yıl ikincisi gerçekleşen Uluslararası Antakya Altın Defne Film festivali ve fotoğrafçılar Buluşmasının Galası 21 Kasım 2013 Perşembe akşamı Meclis Kültür Merkezinde gerçekleşti. Kokteyle sinemaseverlerin yakından tanıdığı oyuncu Eyşan Özhim, Muhammed Cangören, Serkan Keskin ve Yönetmen Onur Ünlü yanı sıra Engin Ayça, Gülsen Tuncer’de katıldı. Organizasyon komitesi, yerel yöneticiler, festival konuğu olan sinemacılar yanı sıra sanatseverlerin bir araya geldiği gala’da Akan Atakan yönetiminde Arapça Müzik Atölyesi mini bir dinleti verdi. Film festivalinin açılış galası renkli görüntülere de sahne oldu.
Yoğun ilgi ve kalabalığın olduğu gala gecesinde yönetmen Onur Ünlü ’nün “Sen Aydınlatırsın Geceyi” adlı filmi gösterildi. Film gösterimi sonrası yönetmen Ünlü ile sinemaseverler bir araya gelerek sohbet etme imkânı yakaladı. Sen Aydınlatırsın Gecenin Yönetmeni Onur Ünlü yoğun İlgiye Hayran Kaldı
Festivalde gösterilen uzun filmler arasında Sen Aydınlatırsın Geceyi, Güzel Günler Göreceğiz, Toprağın Çocukları, Tepenin Ardı, 7 Avlu, Gözetleme Kulesi, Suna, Benimle Oynar mısın? gibi filmler var.
Festival kapsamında ayrıca bir de kısa film yarışması düzenlendi. Festivalde gösterilen kısa filmler arasında ise Dom, Maya, Hala, Finnen, Erdal’ın Kanalı, Haşhaş, Hala gibi filmler bulunuyor.
“Sen Aydınlatırsın Geceyi” Başlangıç Filmi Oldu
Onur Ünlü’nün yönettiği ve Ali Atay, Demet Evgar, Damla Sönmez, Ahmet Mümtaz Taylan, Ercan Kesal, Ezgi Mola ile Serkan Keskin’in oynadığı Sen Aydınlatırsın Geceyi, 20 Nisan 2013′de M3 Film dağıtımıyla Eflatun Film tarafından vizyona çıkarıldı. Karakterlerin tamamının süper kahraman olduğu bir çeşit aşk hikâyesi. Karısını çok seven bir adamın hikâyesi. Duvarların içinden geçebilen bir yan hakem; nesneleri oynatabilen bir kadın; zamanı durduran bir kız; bir dev; bir görünmez öğretmen ve benzeri karakterler var bu hikâyede. Adam karısını çok sevmektedir, karısı onu aldatır, olaylar gelişir.
Festival Kapsamında Atölyeler yapıldı
Festival kapsamında programda yer alan atölye çalışmaları yapıldı. Antakya’da Saklı Ev ve Ritim Sanat Merkezi’nde gerçekleşen atölye çalışmalarına sinema ve fotoğraf meraklısı gençler ilgi gösterdi. İlk günkü atölye çalışmalarında yönetmen Yücel Ünlü, oyuncu Banu Başeren ve Fotograf sanatçısı Mehmet Özşimşek tarafından dersler verildi. Atölyeler sinema ve sinema oyunculuğu yanı sıra fotoğrafçılık alanında gerçekleştirildi.
Toprağın Çocukları
Ali Adnan Özgür’ün yönettiği ve Erkan Can, Şebnem Sönmez, Bahtiyar Engin ile Suzan Kardeş’in oynadığı Toprağın Çocukları, 14 Eylül 2012′de Medyavizyon dağıtımıyla Yapımhane tarafından vizyona çıkarıldı.
Kampı saldırıya uğrayan Çingene kızı Karika, Köy Enstitüsü öğrencisi Cevher tarafından kurtarılır ve İsmail Hakkı Tonguç’un da yardımı ile Enstitü içinde koruma altına alınır. Bu durumdan rahatsız olan köy halkının Çingenelerin Enstitüden çıkartılmasını istemesi üzerine bölge komutanı Necip, Enstitü Müdürü Kemal Öğretmen’i gözaltına alır.
Tepenin Ardı
Emin Alper’in yönettiği ve Tamer Levent, Reha Özcan, Mehmet Özgür ile Berk Hakman’ın oynadığı Tepenin Ardı, 14 Aralık 2012′de Tiglon Film dağıtımıyla Bulut Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Faik, emekli olduktan sonra yaşadığı kasabanın yaylasında babadan kalma bir araziyi işlemeye beslemeye başlamıştır. Araziye bakmak üzere bir ortakçı yörük ailesiyle anlaşmıştır. Bir Ağustos günü Faik’in oğlu Nusret, iki torunu Zafer ve Caner birkaç günlük tatil için dedelerini yaylada ziyarete gelir. Oğlu ve torunları geldiği esnada Faik tepenin arkasındaki yörüklerle kavgaya tutuşmuştur.
7 Avlu
Semir Aslanyürek’in yönettiği ve Evmorfia Anastosiou, Labina Mitevska, Varlam Nikoladze, Muhammed Cangören’in oynadığı7 Avlu, 18 Şubat 2011’de MFP/Cine Group dağıtımıyla Aslanyurek Film Productions tarafından vizyona çıkarıldı.
Eleni 27 yaşında, güzel ama bakımsız Rum bir kadın, üç küçük kızı var. Eşi öldükten sonra, komşuları tarafından dışlanmış. Erkekler dedikodu olur diye, kadınlar da kıskançlıktan diyaloglarını kesiyorlar. Eleni iletişim kurmak için her akşam bir bahaneyle mahalledeki avluları dolaşıyor. Bu kez limon istemek için 7 avluyu dolaşır, fakat herkes kapıyı kapatır, çünkü her avlunun kendine özgü bir musibeti vardır.
Gözetleme Kulesi
Pelin Esmer’in yönettiği ve Olgun Şimşek, Nilay Erdönmez, Menderes Samancılar ile Kadir Çermik’in oynadığı Gözetleme Kulesi, 16 Kasım 2012′de Tiglon Film dağıtımıyla Sine Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Ormanın en tepesinde bir yangın gözetleme kulesine bekçi olarak sığınan Nihat’la, otobüslerde hostes olarak çalışıp, Tosya’da otoyol kenarında küçük bir otogara sığınan Seher, başkalarından kaçarken birbirleriyle çarpıştıklarında, suçluluk duygularına karşı kendi kendilerine verdikleri savaşı artık birbirlerinin şahitliği altında yapmak zorunda kalırlar.
Suna
Engin Ayça’nın yönettiği ve Türkan Şoray, Gülsen Tuncer, Demir Karahan ile Erol Mütercimler’in oynadığı Suna, 23 Kasım 2007′de Özen Film dağıtımıyla Yunus Film tarafından vizyona çıkarıldı.
İki kadın ve iki erkek, dört arkadaş yıllar sonra, bir sonbaharda bir sahil kasabasında yeniden bir araya gelirler. 68′lerde üniversitede çok yakın arkadaş olan filmin kahramanları, 2000′lerde, bu sakin kasabada geçmişi yeniden yaşarlar. Üniversite yıllarındaki düşleri, geleceğe dair tasarımları, aşkları, onların elinde olmaksızın eriyip gitmiştir. Yanlış bir evlilik ve onun yol açtığı çöküş…
Benimle Oynar mısın?
Aydın Bulut’un yönettiği ve Uğur Polat, Eyşan Özhim, Ertan Saban ile Arif Erkin’in oynadığı Benimle Oynar mısın?, 27 Eylül 2013’de Pinema Film dağıtımıyla Kedi Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Sibel mahallesi Beşiktaş’a geri dönmektedir. Kızı Rüya yetimhanede büyümüş, beş yıldır onu görememiştir. Sibel kızını almak için yetimhaneye gittiğinde onu sekiz yaşında, annesine öfkeli, tutkulu bir Beşiktaş taraftarı olarak bulur. Sibel’in kızıyla arasındaki uzaklığı ve kopukluğu gidermesi çok kolay olmayacaktır. Rüya kısa sürede babasının hayatta olduğunu öğrenir ve onu aramaya başlar.
Film Festivalinde “Çarşı” Rüzgarı Esti
Bu yıl renkli görüntülere sahne olan 2. Uluslararası Antakya AltınDefne Film Festivali ve Fotoğrafçılar Buluşması kapsamında sıra dışı bir olay yaşandı. Antakya Meclis Kültür Merkezi’nde programda yer alan ve Beşiktaş Spor Kulübü’nün “Çarşı” taraftar grubunu konu alan “Benimle Oynar mısın” adlı filmin gösterimi öncesinde Antakya Atatürk Caddesi’nde bir araya gelen Çarşı grubu taraftarları toplu halde salona girerek filmi izlediler.
Bol bol tezahürat yapan ve Beşiktaş atkı ve formalarıyla gelen taraftarlar salonda renkli bir görüntünün doğmasına neden oldu. Filmin yapımcısı Eyşan Özhim ise yaşadığı bu sürpriz karşısında şaşkınlığını gizleyemedi ve Antakya’daki Çarşı grubu taraftarlarına teşekkür etti.
FESTİVAL İÇİN GELEN BARIŞ GÖZALTINA ALINDI
Festivalde bizi üzen bir olay yaşandı. Güzel Günler Göreceğiz filminin oyuncusu Barış Atay Mengüllü gelemedi, yönetmeni geldi ne yazık ki Barış gelemedi. Hava alanında tutuklanmış, bu bizleri çok üzdü. Yüreğimize çok kırgınlık verdi. Barış’ın gezi olayları ile tutuklanması bizleri çok üzdü. Diliyoruz, bundan sonra bu tür kederler yaşamayız. Çünkü; kendisi çok yetenekli oyuncu aynı zamanda.
Hatay’da Sinema Kültürü Masaya Yatırıldı
2. Uluslararası Antakya Altın Defne Film Festivali ve Fotoğrafçılar Buluşması
kapsamında çok önemli bir panel gerçekleşti. “Hatay’da sinema kültürü ve tarihi” konulu panele konuşmacı olarak Faris Kuseyri, Semir Aslanyürek ve Neval Oğan Balkız katıldı. Panelin oturum başkanlığını edebiyatçı Ferhat Zidani yaptı. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası’nın konferans salonunda gerçekleşen panelde konuşmacılarla dinleyiciler arasında soru cevap yaşandı.
Edebiyat öğretmeni Faris Kuseyri, Yönetmen Semir Aslanyürek ve Hukukçu/Akademisyen Neval Oğan Balkız birçok yönden Hatay’da sinema kültürünü masaya yatırdı. Panelde Hatay’ın tarihsel gelişimine de vurgu yapan konuşmacı Faris Kuseyri, sinema açısından çok değerli bir coğrafya olan bölgemizin doğunun en önemli kapılarından biri olduğuna işaret etti. Antakya’da batı ve doğu kültürünün çok iyi harmanlandığını ifade eden Kuseyri, önemli tarihi karakterlerin Antakya’da yaşadığına işaret etti.
Yönetmen Semir Aslanyürek de yaptığı konuşmada çocukluğunun geçtiği Antakya’nın çok özel bir yer olduğunu vurgulayarak bu şehirde eskiden hiçbir hırsızlık vakasına rastlanmadığını anlattı. Bu açıdan Antakya’da kötü insan olmadığını belirten Aslanyürek, kendi filmlerinde de hiçbir kötü karakterin bulunmamasının birçok eleştirmen tarafından dikkat çektiğini belirtti. Bu şehrin bir filmi yapılacaksa bu güzelliklerin ve insani taraflarının işlenmesi gerektiğini savunan Aslanyürek; Antakya’nın özel yapısının bozulmaması gerektiğini de savundu.
Konuşmacılardan hukukçu ve akademisyen Neval Oğan Balkız ise, sinema sanatının özel bir alan olduğunu insanlık tarihinin ve bilincinin ne denli kuvvetli olduğunun sinema sanatıyla gösterildiğini savundu. Sinemanın sihirli bir büyü olduğunu bu açıdan da Antakya’nın sihirli yapısıyla örtüştüğünü ifade eden Balkız; buradaki sentezden büyük bir senaryonun çıkarılabileceğini savundu.
Festival Kapanış Töreninde Onur ödülü Yönetmen Engin Ayça, Oyuncu Gülsen Tuncer ve Yönetmen Semir Aslanyürek’e verildi.
Ödüllerini Çekmece Belediye Başkanı Dr Cafer Özenir verdi.
Onur Ödülü alan Gülsen Tuncer yaptığı konuşmada Kulak Kabartırsak savaşın sesini duyduğumuz gibi bu barış kentinde sanat için, sinema için bulunmak onur vericidir. Bu ödülü Suriyeli Kardeşlerime ithaf ediyorum.
‘Başka Ölümler Olmasın’
Onur ödülü Sahibi Engin Ayça ise ‘Bu barış kentinde ölümler olmasın, yaşananlar son olsun’, diyerek başladığı sözlerini, Gezi olaylarında yaşamını yitirenlerin anısına dair konuşması ile sürdürdü. Ayça, ‘Gezi olayları dolayısıyla aramızdan ayrılan yada bizlerden koparılan dostlarımızın, arkadaşlarımızın, gençlerimizin anıları önünde saygıyla duralım.
Antakya’nın bu anlamda acılı kentlerden biri olduğunu bilelim. Biz bu kentte dolaşırken hep o arkadaşları da aramızda görmek umuduyla dolaştık. Muhtemelen de aramızdaydılar’ derken, ‘Bu ödülü tüm Antakya’ya teşekkür ederek alıyorum’ diyerek konuşmasını noktaladı.
‘Ödül Almak İçin İş Yapmıyorum’
Festivalin bir diğer önemli onur ödüllü Yönetmen Semir Aslanyürek ise, biraz daha sitemkardı. Festival noktasında verilmesi gereken desteklerin verilmemesini eleştirdi. Festival’e ev sahipliği yapan Antakya’yı işaret eden Aslanyürek, ‘Burası, Antakya seleucus Krallığı’nın başkenti, Dünya’nın en meşhur üç kentinden biri’. Hatta bir belgesel çekerken Antakya papa’sı ile görüşüyorum, ‘Bakın’ dedi ‘Yeryüzündeki Hıristiyanlar ibadet ederken Antakya adını zikrederler ve 3 kez de o ismi tekrar ederler’. ‘İşte böyle bir yer Antakya’ dedi. Ben ödül almak için iş yapmıyorum. Çünkü bir sanatçı o toplumun vicdanıdır. Eğer o toplum sanatçıyı istemiyorsa bilin ki o toplum vicdansızdır. Bu kadar! Çünkü bir sanatçının en büyük ödülü işini yapabilmesidir. Yani sanat yapıtını yapabilmesi ve onu ortaya koyabilmesidir. Bu en büyük ödüldür bir sanatçı için. O nedenle sanatçılara ödül vermeyin, onlara yardım edecekseniz sanat yapmalarına yardım edin, katkıda bulunun. Sanat yapıtını yapması için verilen destek, sanatçı için verilen en büyük ödüldür. diye konuştu
Antakya Altındefne Film Festivali ile ilgili Türkan Şoray ile birlikte oynayan Gülsen Tuncer ve Suna Filminin yönetmeni Engin Ayça ile festival ve filmler konusunda görüşlerini sorduk.
GÜLSEN TUNCER (oyuncu)
Maddi ve manevi yıkıntılar yani bu şartlar altında, sanat etkinliklerin yapılması ülkemiz adına büyük bir kazançtır. Çünkü; festivaller, insanları düşündürmeye, duygularını daha geliştirmeye, yarayan araçlardır. Buradaki yaşayan insanları başka kentlerde yaşayan sanatçılarla buluşturur. Hatta sanatçılarda kendi aralarında buluşma ve görüşme olanağını kazanırlar. O bakımdan Antakya’da yapılan bu festivali yürekten kutluyorum. Burada bir avuç arkadaş, farklı mesleklerden, ama bu festival için maddi, manevi, bütün olanaklarını buna yöneltmişler, başarılı bir festival yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunda da başarılı olmuşlardır.Festivalde gösterilen filmlere baktığımız zaman; son derece iyi seçkiler, bunlar, Adana, Antalya film festivallerinde ödül kazanmış ve bunlar genç yönetmenlere ağırlık verilmiştir. Onların oyuncuları, onların yönetmenleri davet edilmiştir.
ENGİN AYÇA (YÖNETMEN)
İki Belgesel ve bir filmle katıldım.
İkinci film festivali gösterimdedir. Umuyoruz Antakyalılara iyi hizmet verecektir. Bizim burada bulunma nedenimiz bu açıdan önemlidir. Hem benim uzun metarajlı film olan Suna gösterilmektedir. Türkan Şoray ve Gülsen Tuncer oynadılar. İki tane belgeseli gösterildi. Birisi Tekel birleştik, tekel olduk, öbürü ise kilim köklere yolculuk, kilim motifleri ile ilgili bir araştırmadır. Bu festivallerin yaşaması için bizim çeşitli şekillerde destek vermemiz gerekir. Paneller olabilir, insan ilişkisi içinde yapabileceğimiz şeyler olabilir. Bizden hizmet beklendiği sürece biz üstümüze düşenleri yapacağız.
Yücel Ünlü;
filmi ile ilgili izleyicilerden gelen sorulara yanıt verirken, son yıllarda sinema alanında yaşanan gelişmelere de değindi. Gösterilen ilgiden dolayı mutlu olan yönetmen Ünlü, Antakya’da sinema açısından böylesi bir film festivalinin organize edilmesinin çok anlamlı olduğuna vurgu yaptı.
MEHMET OFLAZOĞLU (FESTİVAL KOMİTE BAŞKANI)
Gördüğümüz ilgiden çok mutluyuz.Festival 21 Ekim akşamı açılış galası ile başladı. Festivalde Uzun metraj, Kısafilm ve Belgesel dalında 30 Film gösterime girdi. Aralarında Antakya’da çekilen kısafilm ve belgesel film de vardı. Kısafilm ve Fotograf yarışması yapıldı. 4 gün süren Fotoğrafçılar buluşması içine Antikhan Restaurantta Kahvaaltı, bir günümüzü Samandağa gezi sığdırdık. Fotograf sanatçılarından Tahir Özgür Antakya Saklı ev’de, Özkal Özkalafat Antikhan Konuk evinde ve Onur Ercoşkun Verda sabun Fabrikasında açtıkları sergileriyle katıldılar. Şehir dışından ağırlıkta İstanbul’dan yönetmen, oyuncu, fotoğraf sanatçı 30 kişi ağırladık. Antakyanın gençlerine sinema ve Fotograf sanatını sevdirmeye çalışıyoruz. Biz sanatı sokaklara taşıyarak sokaklardaki gençleri kazanmaya çalışıyoruz. Bizim amacımız şehrimize festival kazandırmak ve şehrimizin tanıtımına katık sunmak. Antakya halkına sinemayı sevdirmekti. Uzun vadede hedefimiz ise Antalya altın film festivali gibi neden Antakya Altındefne film festivali olmasın’ sorusuna cevap aramaktı. 30 Kasım 2013